Yorum Haber.
Uzun zamandır elim gitmedi bir türlü yazmaya...
Bıkkınlık geldi...
Körler sağırlar birbirini ağırlar yelkenciler lokali müdavimlerinden biri beni 'Kendini bir şey sanan idealist denizci' gibi bir yakıştırma yapması çokta hoşuma gitmişti yani.
Gerçi kendisi bana bu sözü iyi anlamda söylemedi ama yine de hoşuma gitti.
Moderatör yelkenci ihtiyar da yakınmalara 'Affediverin' deyince çok rahatladım.
Fakat geçen haftadan beri gözüme çarpan 'Mavi Kart' haberleri bana 'Yazıveren gari' dedirtti.
Hatta beni yoldan bile çıkarttı....
Her şey buradaki yazıyla başladı.
Sayın Selçuk Sözen bu durumu matematiksel anlamda sorgulayınca yine takke düştü.
Haberdeki yazıda belirtilen toplanan atık miktarı mantıken mümkün değil dedi.
Polemik sevmeyen yelkenci ihtiyar, 'Hadi polemik yapalım. Ya doğru ise ' anlamında yazı yazınca bende yine film koptu ama, aksine yelkenci ihtiyar' la kimse polemiğe girmedi iyi mi...
Aklımdan şöyle geçti;
'Yelkenci ihtiyarın reytingi düştü gari. Kimse iplemiyor...'
Sonra Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Gila Benmayor burada ki yazısı ile beni yine kışkırttı.
Bu hanımı şahsen tanımam. Fakat yazısından denizci olmadığı o kadar anlaşılıyor ki.
Şunu gözlemliyorum yıllardır;
Yat, tekne deyince herkeste doğal bir tepki gelişti.Yat, tekne haberi görünce halk artık 'Vay komprador...' diye düşünüyor.
Sanki bu memlekette tüm altyapı sorunları bitti de tekneler denizi kirletiyor.
Ülkem de, kanalizasyonu olmayan, arıtması doğru dürüst çalışmayan binlerce sahil kasabası, köyü ve dahi illeri varken.
Ne yazık ki uyanık denizciler de bu durumda konuya vakıf olmayan köşe yazarlarını kolayca kullanıyor.
Ya da araştırmadan yazan yıllanmış yazarlar, bile bile alet oluyor.
İçim karardı yine...
Örtün üstlerini, uyusunlar anasını satayım...
Denizden, denizcilikten soğudum ule...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder